Amira'nın gözünden
Amira'nın gözünden
Amira'nın gözündenAmira, Mart 2015’te memleketi olan Halep bölgesinden kaçtı ve iki çocuğuyla birlikte uzun bir yol katederek İstanbul’a geldi. Amira’ya baktığınızda, 11 yaşındaki kızı Nour ve 4 yaşındaki oğlu Rashad’ın iyiliği ve geleceği için güçlü ve dirençli kalma azmini gözlerinde görebilirsiniz. Türkiye’ye vardıktan sonra ilk altı ay, yatak olarak kullandıkları tek bir yün battaniyenin üzerinde uyudular.…
Amira, Mart 2015’te memleketi olan Halep bölgesinden kaçtı ve iki çocuğuyla birlikte uzun bir yol katederek İstanbul’a geldi. Amira’ya baktığınızda, 11 yaşındaki kızı Nour ve 4 yaşındaki oğlu Rashad’ın iyiliği ve geleceği için güçlü ve dirençli kalma azmini gözlerinde görebilirsiniz. Türkiye’ye vardıktan sonra ilk altı ay, yatak olarak kullandıkları tek bir yün battaniyenin üzerinde uyudular. Amira, mücadeleyle geçen günlerini şöyle anlatıyor: “Üçümüz battaniyenin üzerinde yatıyorduk ve elimizdeki birkaç giysiyi de yastık ve yorgan olarak kullanıyorduk.” Amira, o günlerde Türkiye’den ayrılıp başka ülkelere yasal olmayan yollarla giriş hakkında hikâyeler duyuyordu ve birlikte Suriye’den İstanbul’a yolculuk yaptığı herkes gitmişti. Amira, Türkiye’den ayrılmayı düşünmedi. Bunun iki küçük çocuğu açısından çok tehlikeli olduğunu ve onları riske atamayacağını dile getiriyor.
Kızı Nour okula gidiyor ve şu anda 5. sınıfta okuyor. En sevdiği konu Arap dili ve edebiyatı. Amira kızının doktor olmasını istiyor ve onu ne pahasına olursa olsun okula gönderme konusunda kararlı olduğunu dile getiriyor. Amira, bir gün Nour’un onun yanına yaklaştığını ve ona çalışmak için okulu bırakmak zorunda kalıp kalmayacağını sorduğunu anlatıyor. Amira, kızına yanıt olarak okula devam edeceğini ve ihtiyaç duyduğu eğitimi alması için kendisinin de her zaman onun yanında olacağına söz verdiğini ifade ediyor. Oğlu ise hâlâ çok küçük, ancak zamanı geldiğinde Amira onu da okula gönderme konusunda kararlı. Amira umut dolu, Türk komşularıyla olan ilişkileri iyi ve Türkçe öğreniyor.
UNHCR, ortak kuruluşları aracılığıyla Amira’ya hakları, yükümlülükleri ve ona sunulan temel hizmetler konusunda düzenli danışmanlık ve bunun yanı sıra psikososyal destek sağlanmasına yardımcı oluyor.
Türkiye’de hâlihazırda 3 milyonun üzerinde kayıtlı Suriyeli mülteci bulunuyor ve mülteci kadınlar (18 yaş üstü) Türkiye’deki Suriyeli mülteci nüfusunun yüzde 25’ini oluşturuyor. UNHCR, Avrupa Komisyonu - Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları - ECHO’dan sağlanan cömert destekle, Türk hükümeti tarafından geçici koruma verilen, Amira’nın ailesi gibi aile reisinin kadın olduğu hanelerin korunmaya ilişkin belirli ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Geçici koruma kapsamındaki Suriye vatandaşları, yardım ve sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar, ayrıca eğitim ve işgücü piyasasına erişimleri var. UNHCR, bir dizi planlı müdahale aracılığıyla ihtiyaçların karşılanması konusunda Türk yetkilileri destekliyor. Bu faaliyetler izleme, özel ihtiyaç sahibi kişilere danışmanlık verme, ilgi alanındaki kişilere hukuki ve psikososyal yardım sağlama ve bilgi dağıtımını kapsıyor.
Avrupa Birliği insani yardım konusunda önde gelen, küresel bir donör. AB, Avrupa Komisyonu - Sivil Koruma ve İnsani Yardım Operasyonları (ECHO) aracılığıyla her yıl 120 milyonun üzerinde çatışma ve afet mağduruna yardım elini uzatıyor. ECHO, Brüksel’deki genel merkezi ve küresel saha ofisleri ağıyla en hassas durumdaki kişilere ırk, etnik köken, din, cinsiyet, yaş, tabiiyet veya siyasi bağlantı ayrımı gözetmeksizin, yalnızca insani ihtiyaçlar temelinde yardım sağlamaktadır.
UNHCR, koruma faaliyetlerinin uygulanmasında UNHCR’ye sunduğu destekten ötürü Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’ne (SGDD-ASAM) teşekkürlerini sunmaktadır.