Kapat sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

Doğumundan 300 yıl sonra Jean-Jacques Rousseau’yla ilgili olan konu

Doğumundan 300 yıl sonra Jean-Jacques Rousseau’yla ilgili olan konu

28 Haziran 2012 Ayrıca şu dillerde de mevcut:

Yazı, 28 Haziran 2012

Dogumundan 300 yil sonra Jean-Jacques Rousseau Fransız mültecinin oğlunun hayatı ve çalışmaları UNHCR ile doğduğu yer merkezli insani çalışmalar örgütleriyle son derece alakalı.

Cenevre, 28 haziran (UNHCR) Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği – "Insanlar özgür doğarlar fakat her zincirlidir. " bu alıntı dünyaca ünlü Cenevre doğumlu politik filozof Jean-Jacques Rousseau tarafından söylenmiştir. Ama bugün biz doğumunun 300. yılını anarken onun düşünceleri hala geçerli mi? Ve Cenevre’de merkezi olan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği birimi çalışmaları hakkında bize ne öğretebilir.

Rousseau 28 Haziran 1712’de Fransız protestan mülteci bir ailenin çocuğu olarak Cenevre’de dünyaya geldi.16. yüzyıl’dan bu yana zulüm gören binlerce fransız protestanına sığınak sağlanması onda derin izler bıraktı. O sadece 2. şarkısı "Konuşma"’yı göl kenarı İsviçre kentine adamadı, aynı zamanda,  "Cenevre vatandaşı" olarak yazdığı eserlerini imzalamak için her fırsatı da kullandı.

Bütün bunlara rağmen, kendi doğum yeriyle olan ilişkisi kolay anlaşılır değildi.Erken yaşta yetim kalmış olan Rousseau farklı işverenlerin evlerinde uzun yıllarını seyyar, patronları ve aşıkları, değişik memur, oymacı ve özel öğretmen olarak geçirdi.

Rousseau 1749 yılında, bilinmezliğe sürüklendi kompozisyon yazma yarışmasını kazandığı zaman Insan davranışlarının bozulmasında kültür ve bilginin sebep olduğu konuları inceledi.Ilk büyük politik çalışması, "Discourse on Inequality," 1755 yılında basıldı.Bunlardan yola çıkarak, "Sosyal Sözleşme" ve "Emile" kitaplarını yazdı.

Her iki eseri de hem yetkililer hem aydınlar tarafından küçümsendi, Cenevre ve Paris’te herkesin önünde yakıldı.Kendisine karşı kurulan komplolara inanarak Avrupa’da dolaştı ve sonunda Paris dışında kendini izole etmiş bir şekilde yaşarayak 66 yaşında öldü.

Onun zamanının bir ürünü olmasına rağmen, Rousseau’nun modern siyaset teorisi ve pratikliğe çok önemli katkıları oldu. Bir başka diğer düşüncenin bağlanması sorusu olarak, Biz insanlar toplumda nasıl özgürce yaşayabiliriz?’i gündeme getirdi. Rousseau'nun fikirleri insan doğası için görüşlerinden kaynaklanıyor.

Günümüze ait insanların ve atalarının aksine, (örneğin Montesquieu and Thomas Hobbes gibi), O insanların doğal iyiliğe sahip olduklarına inanıyordu ve kişinin tam anlamıyla kendisi için başkalarının refahı için endişe etmelerine inanıyordu.

Filozof aynı zamanda bütün insanları sosyal olarak eşit olduklarına inanıyordu. Onun inandığına göre, eşitsizlikler sosyal sistemlerin yapay eserleri özel mülkiyete ve düzenli işlere dayalıdır– başkaları tarafından egemenlik ve bazı sömürme olmamalıdır.

Rousseau bazıları tarafından modern demokrasinin kurucusu olarak görülmesine rağmen, hükümetin alması gereken formlar üzerinde şüphesiz ki çok özel fikirleri olmuştur.

O her vatandaşın eşit sorumluluğa sahip olduğu kabul edilen yasalar üzerindeki doğrudan demokrasiyi onayladı.Buna örnek olarak, Cenevre küçük bir şehir devleti olarak bu yönetimin formu kurulabilir.

Rousseau’nun insan haklarını terfi ettirme kavramındaki fikirleri UNHCR’ın çalışmalarında önemli rol oynadı.Birçok önceki filozof, Hollandalı hukukçu ve filozof Hugo Grotius’dan Englishman Hobbes’a güç elde etme veya toplum içindeki hukuksal yapının elde edilmesi konusu düşünüldü.

Bunların aksine, Rousseau'nun ısrarları insanların temel özgürlükleri üzerine "doğal durum" insanların toplumda ne olursa olsun devredilemez haklara sahip olduğu modern görüşündeydi.Bu kavram açıkça Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Evrensel insan Hakları Bildirgesi gibi 20.yüzyıldaki belgelerden yansıtılmıştır.

Rousseau uluslararası ilişkiler teorilerini düzenlememiştir ama onun birçok temel ilkesi bu alandaki modern düşüncenin şekillenmesine yardımcı olmuştur. Ilk bakışta, Rousseau’nun devletler arasında mümkün olduğunca birbirinden bağımsız kalmayı tercih ettiği görülüyor çünkü o bağımlılığın bütün sorunların kaynağı olduğuna inanılıyor. O Savaş durumlarında, yöneticilerin motivasyonlarının düşük olduğundan bahsediyor ve kesinlikle büyük bir güçlerin müdahelesi eleştiriyor.

Rousseau'nun zamanından beri dünya önemli ölçüde değişti. içsel bütünlük ve devletlerin bağımsızlığı küreselleşen dünyada kitlesel göç tarafından nitelendiriliyor, sürgünden sonra dağılmış olan Yahudilerin nüfusü ve ulusların ötesinde bir toplum hareketi. Bu nedenle, Rousseau küresel yönetim kavramını benimseyip benimsemeyeceği veya Birleşmiş Milletler gibi kurumların kurulması yoruma açıktır.

Rousseau insanı yardım programı konseptini bekledi. Ancak o insanlığın özünde merhamet ve başkalarının acılarını hafifletmek için istekli olan insanların olduğuna inanıyordu. Bu bağlamda, Rousseau'nun hayatı ve çalışmaları UNHCR- Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliğinin çalışmalarıyla ve onun doğmuş olduğu şehirdeki insani yardım kuruluşlarıyla son derece alakalı kalıyor.

Rachel Humphris tarafÿndan,  Cenevreden.