3 Ocak 2013, Suriyeli mülteci kardeşler Tamara ve Eilada* evlerini ve varlıklarının çoğunu kaybetmiş olabilirler fakat eğitim görme ve bir gelecek kurma umutlarını koruyorlar.
Tamara (20) ve Eilada (18) Suriye’nin kuzeyindeki İdlip kentinden Eylül ayında kaçtılar. Bugün anne ve babaları, iki erkek ve bir kız kardeşleri ile beraber Türkiye’nin güneyindeki bir mülteci kampında çadırda yaşıyorlar. Hayatlarındaki büyük değişikliklere rağmen, Tamara ve Eilada üniversite eğitimlerine Türkiye’de devam edebilecekler.
Adıyaman’daki mülteci kampında 7.200 mülteci yaşıyor. Türkiye hükümeti tarafından inşa edilen ve yönetilen kamp, 7 ilde toplam 141.000 mülteciye ev sahipliği yapan 14 kamptan biri. UNHCR hükümete mültecilere yardımcı olma konusunda teknik destek sağlıyor.
Hükümet, son derece cömert bir eğitim programı çerçevesinde, nitelikli Suriyeli mültecilerin Mart ayında başlayacak yeni sömestirden itibaren Türkiye’deki üniversitelere girmesine izin verecek. Ramazan Kurkud, Adıyaman’daki eğitim programlarının başındaki kişi, şimdiye kadar 70 adayın lisans eğitimi için ve 10 adayın da lisansüstü eğitim için Türkiye üniversitelerie başvuruda bulunduğunu söyledi.
“Öğrenciler ülkemizdeki 7 üniversitede okuyabilecekler,” şeklinde konuştu Kurkud. “Okumaya Mart ayında başlayacaklar. Hükümet bütün Suriyelilerin üniversite ödemelerinden muaf tutulmasına karar verdi.”
Tamara ve Eilada’nin hayalleri gerçek oluyor.
Eilada liseyi daha yeni bitirmişti ve Suriye’deki şiddet olayları aniden eğitimini yarıda kesmesine neden olduğunda üniversiteye hazırlanıyordu. “Ağustos ayının başlarıydı, ve Aleppa Üniversitesi’nde üniversiteye giriş sınavına girmek için sınıf arkadaşlarımla minibüse binmiştim,” diye anlatıyor Eilada.
“Birden, kendimiz ateşin ortasında bulduk. Her yerden silah sesleri geliyordu. Bağırıyordum ve ağlıyordum. Nereye gideceğimi veya ne yapacağımı bilmiyordum. O kadar korkmuştum ki ayakta bile duramıyordum. Yakındaki bir eve sığındım.”
Aleppo Üniversitesi’nde üçüncü sınıf mimari mühendislik öğrencisi olan Tamara ise şehirleri güvenli olmaktan çıktığı için artık okula gidemediğini söylüyor. Şimdiden bir sömestir kaçırmış durumda.
Eylül ayında Tamara ve Eilada’nın İdlip’teki evleri kısmen yıkıldıktan sonra, aileleri en güvenli şeyin Suriye-Türkiye sınırna ulaşmak olduğuna karar verdi.
“Evimizi terk ettiğimizde, gökyüzünden kurşunlar yağdığını hissettik,” şeklinde anımsıyor o zamanları Tamara. “Kendimizi korumak için bir siperden diğerine gidip duruyorduk.”
“İdlip’i üç ay önce terk ettik,” diye devam ediyor. “Sınırın Suriye tarafında elektiriksiz ve çok az suyla 40 gün geçirdik. Orada hijyen çok düşüktü. Besin zehirlenmesi geçirdim ve bir hafta hasta gezdim.”
Yolculuktan sonra, Adıyaman mülteci kampına varmaları ile beraber Tamara ve Eilada’nın sıkıntıları hafifledi. “Türkiye hükümeti aileme iki çadır, şilteler, battaniyeler ve bir de elektirikli ısıtıcı verdi,” diyor Eilada. “Günde üç kere sıcak yemek yiyoruz. Desteğinden dolayı Türkiye hükümetine çok şey borçluyuz.”
Tamara ve Eilada , hayatları alt üst olmuş olsa da, Türkiye üniversitelerine başvurabileceklerini öğrendiklerinde yeniden bir normal bir hayat hissi yakaladılar. Üniversite eğitimi görme amaçları hala ulaşılabilir, daha parlak bir gelecek umutları da hala canlı.
“Hayalim mimari mühendislik okumak ve ülkemin yeniden inşa edilmesine katkıda bulunmak” diyor Eilada. “Barışçıl şartlar altında okuma imkanım olduğu için çok mutluyum. Eve dönmeden önce bir süre Türkiye’de çalışmak istiyorum. Bize ev sahipliği yaparken gösterdikleri misafirperverlikten dolayı borcumun bir kısmını ödemek istiyorum.”
* İsimler güvenlik sebebi ile değiştirilmiştir.