Kapat sites icon close
Search form

Ülke sitesini ara

Ülke profi̇li̇

Ülke web si̇tesi̇

UNHCR’nin yayımladığı Çaresiz Yolculuklar raporu Avrupa’ya yönelik değişen mülteci hareketlerini gözler önüne seriyor

UNHCR’nin yayımladığı Çaresiz Yolculuklar raporu Avrupa’ya yönelik değişen mülteci hareketlerini gözler önüne seriyor

11 Nisan 2018 Ayrıca şu dillerde de mevcut:


 
UNHCR, BM Mülteci Örgütü, tarafından yayımlanan rapora göre, geçtiğimiz yıl Avrupa’ya ulaşan mülteci ve göçmen sayısında düşüş görülmesine karşın pek çok kişinin yolculukları sırasında yaşadığı tehlikeler bazı durumlarda artmış ve bu da mülteci hareketlerinde değişikliğe neden olmuştur.
Çaresiz Yolculuklar raporu çoğunlukla Libya’dan olmak üzere İtalya’ya deniz yoluyla gelen kişi sayısının Temmuz 2017’den beri ciddi ölçüde azaldığını ortaya koymaktadır. Bu azalma, geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 74 oranında bir düşüşle 2018 yılının ilk üç ayında devam etmiştir.
İtalya’ya doğru gerçekleşen yolculuklar giderek daha tehlikeli hâle gelmiş olup Libya üzerinden geçen kişiler arasında ölüm oranı 2018 yılının ilk üç ayında her 14 kişide 1 kişiye yükselmiştir. Bu oran, 2017 yılının aynı döneminde ise 29 kişide 1 kişi olarak kaydedilmiştir.
Buna ek olarak, geçtiğimiz aylarda Libya’dan yeni gelen kişilerin sağlık durumlarında endişe verici bir kötüye gidiş olmuş, aşırı zayıf, güçsüz ve genel sağlık durumu kötü olan kişi sayısında artış gözlemlenmiştir.
UNHCR tarafından yayımlanan rapora göre, Akdeniz rotası üzerinden yapılan geçişlerin toplam sayısı 2016’daki seviyelerin oldukça altında kalmakla birlikte 2017’nin son döneminde İspanya ve Yunanistan’a varışlarda artış görülmüştür.
2017 yılında İspanya, gelenlerin sayısının 28.000’e ulaşmasıyla 2016 yılına kıyasla yüzde yüz oranında bir artışa tanıklık etmiştir. 2018 yılının ilk üç ayında da benzer bir eğilim görülmüş, sayıda geçen yıla kıyasla yüzde 13 oranında bir artış olmuştur. Faslılar ve Cezayirliler bu konuda en üst sıradaki iki uyruk olurken, Suriyeliler sayı olarak İspanya’nın kara sınırlarından geçen en büyük grubu oluşturmaktadır.
Yunanistan’da deniz yoluyla gelen kişilerin toplam sayısı 2016 yılına kıyasla azalmıştır, ancak 2017 yılının Mayıs ve Aralık ayları arasında gelen 24.600 kişiyle 2016 yılıyla karşılaştırıldığında yüzde 33 oranında bir artış gözlemlenmiştir. Bu sayı, 2016 yılının aynı döneminde ise 18.300 olarak kaydedilmiştir. Yeni gelenlerin çoğu Suriye, Irak ve Afganistan uyruklu kişiler olup bunların arasında yüksek sayıda çocuklu aile bulunmaktadır. Deniz yoluyla Yunanistan’a geçen sığınmacılar, Yunan adalarında kalabalık hâlde ve zor şartlarda uzun süreler boyunca kalmaktadır.
Aynı zamanda rapor, pek çok mülteci ve göçmenin Macaristan’daki artan kısıtlamalar nedeniyle Avrupa’da hareket ederken alternatif rotalara başvurduklarını da ortaya koymaktadır. Örneğin, bazı kişiler Sırbistan’dan Romanya’ya geçerken, bazıları da Yunanistan’dan  Arnavutluk, Karadağ ve Bosna Hersek üzerinden Hırvatistan’a geçmektedir.
UNHCR Avrupa Bürosu Direktörü Pascale Moreau şu açıklamada bulunmuştur: “Mülteci ve göçmenlerin Avrupa’ya doğru ve Avrupa üzerinden yaptıkları yolculuklar tehlikelerle dolu olmaya devam etmektedir”. Geçtiğimiz yıl Avrupa’ya deniz yolunu kullanarak yapılan yolculuklar sırasında 3.100’ün üzerinde kişi hayatını kaybetmiştiği tahmin edilmektedir. Bu sayı, 2016 yılında 5.100 olarak kaydedilmişti. 2018 yılının başlangıcından beri, 489 kişi hayatını kaybetmiş veya kaybolmuştur.
Denizdeki ölümlere ek olarak, 2017 yılında en az 75 kişi de Avrupa sınırlarındaki kara üzerinden izledikleri rotalarda veya Avrupa üzerinde yaptıkları yolculuklar sırasında hayatını kaybetmiştir. Süregelen ve son derece endişe verici olan geri itme haberleri de bu durumu eşlik etmektedir.
Pascale Moreau konu ile ilgili olarak sözlerine şöyle devam etmiştir: “Uluslararası koruma ihtiyacı içindeki kişilerin güvenli bir alana ve hızlı, adil ve etkin iltica usullerine erişimi son derece önemlidir. Sınırları kontrol altında tutmak ve devletlerin uluslararası yükümlülükleri doğrultusunda mültecilere koruma sağlamak birbiriyle çatışan veya uyuşmayan uygulamalar değildir.”
UNHCR’nin raporu, aynı zamanda mülteci ve göçmenlerin Avrupa’ya ulaşmak üzere izledikleri yollarda insan tacirleri, kaçakçıları veya silahlı gruplar tarafından maruz kaldıkları istismarlara ve zorbalıklara da dikkat çekmektedir.
Özellikle kendi başına seyahat edenler olmak üzere kadınlar ve refakatsiz çocuklar Avrupa’ya doğru ve Avrupa üzerinde izledikleri rotalarda cinsel ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet riskiyle karşı karşıya kalmaktadır.
2017 yılında 17.000’in üzerinde refakatsiz çocuk Avrupa’ya ulaşmıştır. Bu çocukların çoğu, deniz yoluyla İtalya’ya varmış ve gelen kişilerin yüzde 13’ünü tek başlarına yolculuk yapan çocuklar oluşturmuştur. Bu oran, 2016 yılıyla benzer bir eğilim göstermektedir.
Bununla birlikte, UNHCR tarafından yayımlanan rapor geçtiğimiz yıl Avrupa’ya yerleştirilen kişi sayısında 2016 yılına kıyasla yüzde 54’lük bir artış olduğunu göstermektedir. Avrupa’ya yerleştirilen 26.400 mültecinin çoğu (yüzde 84) Suriye uyrukludur ve Türkiye, Lübnan ve Ürdün’den yerleştirilmiştir. Avrupa ülkeleri arasında en çok sayıda mülteciyi ise Birleşik Krallık, İsveç ve Almanya kabul etmiştir.
Bir başka olumlu gelişme ise, UNHCR’nin geçtiğimiz yılın sonunda hassas durumdaki mültecilerin Libya’dan Nijer’e ve İtalya’ya geçişlerini kolaylaştırmaya başlamasıdır.
Pascale Moreau konuyla ilgili şöyle konuşmuştur: “Geçtiğimiz yıl Libya’dan gerçekleştirilen tahliyeler ve artan üçüncü ülkeye yerleştirme kontenjanları gerçekten çok güzel haberler. Ancak uluslararası koruma ihtiyacı içerisindeki kişilerin ailenin yeniden birleştirilmesinin de arasından bulunduğu güvenli ve yasal yollara erişimini kısıtlayan önemli engeller maalesef hâlâ mevcut ve bu nedenle daha fazla dayanışma gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.”
Rapor, ayrıca refakatsiz ve ailesinden ayrı düşmüş çocuklar ve cinsel ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet mağdurları başta olmak üzere kabul koşullarının niteliğinin artırılması ve çocukların daha iyi korunması amacıyla Avrupa’da bulunan ülkeler ile ilk iltica ülkeleri ve geçiş ülkeleri arasındaki dayanışmayı artırmaya yönelik ihtiyaca ilişkin ek tavsiyeler de sunmaktadır.
Raporun tamamına aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
Bağlantı adresi