Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yeni hazırlanan bir rapor, 2017’nin ilk yarısında Avrupa’ya gelen mülteci ve göçmen sayısında düşüş yaşandığını gösteriyor. Ancak, kendileri için (Avrupa’ya ulaşmak üzere) yasal yollara erişimin mevcut olmadığı bu durumda; mülteci ve göçmenlerin çoğu, ciddi istismar ve hatta ölüm riskini göze alarak, acımasız insan taciri ve kaçakçılık şebekeleri tarafından taşınma yoluna başvurmaktadır.
Rapora göre, yılın ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla Akdeniz’den geçen toplam kişi sayısında büyük bir düşüş yaşandı ve bunun temel sebebi, Türkiye’den Yunanistan’a deniz yoluyla geçenlerin sayısındaki %94’lük azalmaydı. Aynı dönem için Kuzey Afrika’dan İtalya’ya geçişlerde ise geçtiğimiz yılın aynı dönemiyle hemen hemen aynı sayılar gözlemlendi (Haziran sonu itibarıyla 83.752 kişi ve bu tarihten itibaren geçen kişi sayısında sayısında düşüş).
Avrupa’ya gelen mülteci ve göçmen sayısında düşüş görülse de, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan insanların ölüm riski hâlâ ürkütücü boyutlarda. Rapora göre, tahmini olarak 2.253 kişi denizde hayatını kaybetti ya da kayboldu ve en az 40 kişi Avrupa sınırlarındaki ya da bu sınırların yakınındaki karayollarında yaşamını yitirdi. Çoğu kişi kaçak geçiş yaptığı için bu tür verilerin doğrulanması zor, ancak bu verilerin son derece ihtiyatlı tahminler olduğu düşünülmektedir. Yol boyunca yaşanan şiddet ve istismar olaylarıysa, özellikle Libya’da çok yaygın.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi: “Avrupa’ya gelen mülteci ve göçmen sayısını düşürmek için önlemler alınırken barışın, kalkınmanın ve güvenli yolların sağlanması için daha güçlü adımlar atılmaması ahlaki açıdan kabul edilebilir bir durum değil. Gözümüzün önünde olmuyor diye alenen yaşandığını bildiğimiz istismar olaylarını görmezden gelemeyiz.” dedi.
Rapora göre, Libya’dan İtalya’ya ulaşan mülteci ve göçmenlerin çoğu çölden geçerken yaşadıkları tehlikelerin yanı sıra cinsel şiddet, işkence ve fidye için kaçırma gibi istismar olaylarına maruz kalıyor. İtalya’ya deniz yoluyla gitmeye çalışan her 39 mülteci ve göçmenden biri hayatını kaybediyor.
Bu yolculuğu yapanların büyük bölümü geçim kaynağı bulmayı hedeflese de, binlerce kişi kendi ülkelerindeki şiddet ya da zulümden kaçmak zorunda kaldığı için bu yola başvuruyor. Yılın ilk yarısında İtalya’ya ulaşan mülteci ve göçmenlerden 11.400’ü refakatsiz veya ailesinden ayrı düşmüş çocuklardı. Aralarında çocukların da bulunduğu birçok mülteci ve göçmen cinsel şiddete veya insan kaçakçılığına maruz kalmıştı. Toplam olarak, Ocak ile Haziran ayları arasında İtalya’ya iltica başvurusunda bulunan kişilerin %40’ından fazlası koruma statüsü için gerekli şartları karşılamıştır.
UNHCR’nin hazırladığı rapor, İspanya’ya geliş sayısında da artış olduğunu ortaya koymaktadır ve 2016’nın ilk 6 ayındaki 4.936 kişiye kıyasla ve büyük ölçüde deniz yoluyla olmak üzere, Ocak başından itibaren ülkeye gelen kişi sayısı 9.500 olarak belirtilmiştir.
Karada ise, Avrupa’daki hareketler 2017’nin ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine kıyasla çok daha düşük bir seviyede olsa da devam etmiştir. Yunanistan ve Bulgaristan’dan düzensiz olarak hareket eden kişiler kaçakçıların elinde istismara maruz kaldıklarını, dövüldüklerini ve polis köpeklerinin saldırılarına hedef olduklarını belirtmişlerdir. Bununla beraber, insan kaçakçılarının hırsızlık, gasp ve kaçırma eylemlerinde bulundukları da ihbar edilmiştir.
UNHCR ve ortakları, raporun düzenlendiği dönemde Bulgaristan, Hırvatistan, Yunanistan, Macaristan, Romanya, Sırbistan, İspanya ve Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti gibi devletlerin yetkililerince geri itme faaliyetlerinde bulunulduğuna dair iddialarla karşılaşmaya devam etti. İltica prosedürlerine erişimin engellendiğine ve bazı durumlarda şiddet uygulandığına dair iddialar da dile getirildi. Bazı devletler, sınırlarda insan hakları suiistimalleri gerçekleştiğine dair iddiaların soruşturulması gibi yöntemlerle bu durumları çözmek için adımlar atmış olsa da, rapor daha fazla tedbire ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Raporun dikkat çektiği bir başka husus ise, hareket hâlinde olanlar da dâhil olmak üzere, Libya’ya ulaşmadan önce mülteci ve göçmenlere koruma ve çözümlerin sağlanması için sorumluluk ve kararlılık içinde yeni adımların atılması ve insan kaçakçılığıyla mücadelede somut eylemlere geçilmesi gerekliliğidir. Alınacak bu önlemler, üçüncü ülkeye yerleştirme ve ailenin yeniden birleştirilmesinde kolaylıklar sağlanması gibi daha güvenli ve yasal yollarla bir araya getirilmelidir. İzlenecek bu adımlar, mülteci ve göçmenlerin suç şebekelerine karışmalarını önlemek, insan kaçakçılarına bağımlılığı azaltmak ve daha fazla istismar ve ölüm olayının önüne geçmek için hayati öneme sahiptir.
*Rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Share on Facebook Share on Twitter