Şiddetli çatışmalardan ve savaştan kaçıştan sonra, bir mülteci kampı mültecilere barınak, güvenlik, yiyecek ve ayrıca sıkıntılarını bertaraf etmeleri için günlük uğraşlar sunuyor.
Adıyaman kampında sayıları 40’ı geçmeyen bir grup kadın farklı bir hayata öncülük ediyor, önce öğrendikleri sonra çalıştıkları bir hayat. 100.000 mültecinin bulunduğu kampın ortasındaki geniş çadır halı dokuma atölyesine dönüştü.
Proje, dokuma tezgahları ve diğer araç gereçleri temin eden Adıyaman Belediyesinin yardımlarıyla kamp yönetimi tarafından oluşturuldu. Türk öğretmenlerin rehberliği eşliğinde kadınlar geleneksel halı dokuma yöntemlerini öğreniyor daha sonra halı dokumaya başlıyorlar.
İki yıldan aşkın süre önce ülkesindeki çatışmadan kaçmış olan Rula Qasim “Kadınlar burada sürekli Suriye’yi ve orada karşılaştıkları trajedileri düşünmektense çalışmayı istiyorlar” diyor. Rula aylardır ülkesi ve kötü anılarını düşünüp üzülüyordu ta ki annesi atölyeye katılması konusunda ona ısrar edene kadar. Artık her şeyi geride bıraktı.
Rula şöyle diyor: “Bu iş yakınlarımızı kaybetmenin bize yaşattığı travmayı unutmamız ya da hala Suriye’de olan çocukları sürekli düşünmeyi bırakmamız için bize yardım ediyor. Bu kurs bizi rahatlatıyor.”
Rahatlamadan çok daha fazlası aslında. Warda Beitun sadece 15 yaşında ama yaklaşık bir senedir atölyede ve iki halı bitirdi. Onlara halı dokumak için malzeme sağlayan şirketler dokunan halıları alıyor ve Türkiye’de ya da yurtdışında satıyor. Warda’nın yaptığı iki halı da satıldı ve halının satış fiyatı üzerinde bir yüzde kendisine ödendi.
Halılara geleneksel desenler işleniyor ve Warda’nın söylediğine göre bu ince bir iş. “Bu işin en zor kısmı motifleri olduğu gibi işleyebilmek. Bu mesleğin çok büyük bir kısmı öğrenmektir, kolay bir iş değil. İplikleri doğru konuma getirmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Bu zordur.”
El işi öğretmeni Gamze Karayilan kendisinin ve iş arkadaşlarının bu işi halı dokumadan çok daha fazlası olarak gördükleri gerçeğini saklamaya çalışmıyor. Suriyeli kadınları çalışarak kendilerini güçlendirmeleri için teşvik ediyorlar.
“Bazı gelenekleri var.” diyor Gamze. “Erkeğin bakış açısına göre kadının temel görevi çocuk sahibi olması. Başlarda biz bunu bile eleştirdik, fakat bu onların geleneği. Burada kamptaki hayatta erkeler baskın durumda, kadınlara farklı bir gözle bakıyorlar. Bu çok küçük bir çaba, fakat biz en azından bu kültürü değiştirmeye çalışıyoruz.”
Halı atölyesini bir başka pilot proje takip etti, erkekler için dikiş ve terzi kursu. Şimdilik bu mesleği 15 erkek öğreniyor.
Dışarıda, kenar mahallelerin tozlu yollarına kurulan çadırlarda kurallar daha sıkıntılı. Şehirdeki mültecilerin aksine, kampın dışına çıkış izinleri yok, bu nedenle pamuk hasadı boyunca iş bulamıyorlar. Dolayısıyla binlercesi oturuyor ve bekliyor. Onlar için orada yapılacak çok az şey var.