İzmir’de yaşayan Yasemin ve Nergis’in hayatları, UNHCR Türkiye’nin ortağı olan sivil toplum kuruluşu Hayata Destek’in desteğiyle derinden değişti. Almanya ve diğer donörlerinin cömert katkıları, UNHCR ve ortaklarının şiddet ve zulümden kaçmak zorunda kalan kişilere Türkiye’de korumaya ve hayat kurtarıcı hizmetlere erişim sağlamalarına olanak tanıyor.
Yasemin: Ailesi İçin Güçlenen Bir Anne
Aldığı psikolojik danışmanlık, iyileşme sürecinde önemli bir rol oynadı. “Bu destek sayesinde hastaneye gitmeye ve ilaçlarımı almaya başladım. Her hafta, dört gözle psikolojik danışmanlık seanslarını bekliyordum,” diyor Yasemin.
Bu danışmanlığın ötesinde, Yasemin, toplumsal cinsiyet eşitliği ve koruma mekanizmaları konularının ele alındığı kadın hakları üzerine eğitim atölyelerine de katıldı. “Eğitimlerden önce kadın haklarından habersizdim ve kadınların ne kadar güçlü olabileceğini bilmiyordum. Her türlü şiddetin ortadan kaldırılması gerektiğini ve herkesin korkudan arınmış bir hayat yaşamaya hakkınınolduğunu öğrendik. Burada arkadaşlar edindim ve bir topluluk hissi kazandım. Artık yalnız hissetmiyorum.”
Bu eğitimlerdeki kazanımları, onun anneliğine de yansıdı. Yasemin, çocuk hakları ve çocuk koruma konularında da önemli bilgiler edindi. Artık çocuklarını hakları ve saygı ile eşitliğin önemi hakkında eğitiyor, onları zorlukların üstesinden gelmeleri, kendi hayatlarını kurmaları, kendi kararlarını verebilmeleri ve topluma anlamlı katkılarda bulunmaları için güçlendirmeyi amaçlıyor. “Çocuklarım, annelerinin yeni şeyler öğrendiğini görmekten çok mutlu. Bu, aile dinamiklerimiz üzerinde olumlu bir etki yarattı.”
Nergis’in Bağımsızlığa Giden Yolu
Nergis, on iki yıl önce yedi aylık hamileyken Türkiye’ye geldi. Başlangıçta uyum sağlamakta zorlandı ancak Hayata Destek’in desteği sayesinde teselli buldu ve güç kazandı. “Aldığım psikolojik destek kendimi çok daha iyi hissetmemi sağladı. Etkinliklere ve eğitimlere katılmak özgüvenimi ve normal bir yaşam hissini yeniden kazanmama yardımcı oldu,” diyor.
Nergis, katıldığı kadın ve mülteci hakları üzerine olan eğitim oturumlarının onu bilinçlendiriğini ve güçlendirdiğini söylüyor. “Bu oturumlarda eşitlik, herkesin haklarına saygı duyulması ve kendimizi nasıl savunabileceğimiz hakkında konuştuk. Gerektiğinde haklarımı savunmanın başkasının değil, benim sorumluluğum olduğunu öğrendim. Şimdi, kendi hayatımı yönlendirebilecek kadar güçlü hissediyorum.”
Eşinin hastalığı, onu sıklıkla ailenin tek sorumlusu ve geçimi sağlayan kişi olmasına neden oluyor. Bitki bakımı ve el sanatları gibi katıldığı etkinlikler, hem ruh sağlığına iyi geliyor, hem de Nergis’i bir topluluğa dahil ederek sosyal etkileşim kaynağı sunuyor. “Bu faaliyetler beni günlük rutinden farklı hissettiriyor. İnsanlarla konuşup sosyalleşiyoruz, bu da çok moral verici.”
Yeni edindiği beceriler, bisiklet sürmeyi öğrenmek gibi, ona yeni bir özgürlük ve hareketlilik duygusu kazandırdı. “Artık şehirde bisiklet sürebiliyorum. Bu küçük bir zafer, ama benim için çok şey ifade ediyor.”
Yasemin ve Nergis’in hikayeleri, UNHCR Türkiye ve ortaklarının sağladığı desteğin dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor. Almanya’nın ve diğer bağışçılarının cömert katkıları sayesinde
mümkün olan bu yardım, evlerinden terk etmek zorunda kalan insanların koruma, psikolojik destek ve sosyal uyum gibi yardımlarla yeni bir hayat kurmalarına yardımcı oluyor.
Bağışçılarının ve ortaklarının desteğiyle, UNHCR Türkiye, uluslararası koruma ihtiyacı olan kişilere toplumun aktif, katkıda bulunan üyeleri olmalarını desteklemek için hayati hizmetlere erişim sağlamayı hedefliyor.
Share on Facebook Share on Twitter